lâf

lâf
波́ is.
1. 话; 说话, 谈话: boş \lâflar 空谈, 瞎聊 büyük \lâflar 大话, 夸夸其谈, 浮夸的话 meşhur bir \lâf 名言 uzun \lâfın kısası 简而言之, 简单地说, 长话短说 üstü örtülü bir \lâf 含糊不清的话, 含糊其词的话 Ben lâfımı bitireyim, sonra sen söyle. 先让我把话说完, 而后你再说。Ben lâfımı bitirdim. 我的话说完了。Lâfımı bitirmeden konuşma. 在我没说完之前, 你不要说话。
2. 闲话, 闲扯, 废话; 吹牛, 说大话: Lâf zaman bitmiş, iş zamanı gelmiş. 务虚的时候过去了, 到务实的时候了。Onun söylediklerı lâftan ibaret. 他所说的一切都是瞎扯。
3. 话题, 题目:
ünl. 胡扯, 瞎扯, 扯淡, 扯谎: Şunu yapacakmış, bunu yapcakmış, lâf! 他又想做这, 又想做那, 全都是瞎扯!
◇ \lâf altında kalmamak (言语上)针锋相对, 反唇相讥: Ben onuruma dokunan lâfın altında kalmam, hemen karşılık veririm. 我不会对别人说的伤我自尊心的话忍气吞声, 我会马上反击。\lâf anlamamak 不明白, 不懂, 什么也不懂 \lâf anlamaz 1) 愚蠢的; 傻里傻气的; 糊涂的, 糊里糊涂的: \lâf anlamaz adam 头脑不灵活的人, 不伶俐的人 2) 固执的, 执拗的; 习性难改的: Bu lâf anlamaz ustadan çekeceğin var. 有这么一个固执的师傅, 将来可有你受的。-e \lâf anlatmak 说明, 阐明, 解释明白, 使明白过来, 开导 \lâf aramızda 1) 你知我知, 天知地知 2) 只在我们之间说, 不瞒你说 \lâf atmak 1) -le 闲谈, 闲聊: İstersen beni bekle, hastaneden çıkınca lâf atarız. 你要愿意的话, 你就等我一会儿, 我从医院出来我们再聊。 2) -e 用话刺激, 用言语刺痛人; 惹事, 找碴儿; 暗讽; 暗指 3) (对妇女)用话挑逗, 喋喋不休 \lâf çakmak 说得罪人的话, 说令人气脑的话 \lâf çatlatmak 大喊大叫, 大声说话 -den \lâf çekmek 追问出话来, 逼问出话来, 套问出话来, 探问出话来, 从某人的嘴里掏出话来 \lâf çıkarmak 胡说八道 \lâf çıkmak 有传闻, 有风声, 风传, 谣传 \lâf çiğnemek (说话)兜圈子, 不涉及实质 \lâf dinlemek 听话 \lâf düşmek 有发言权, 被允许发言: Büyükler varken küçüklere lâf düşmez. 大人说话的时候小孩子们插不上嘴。Sizin gibi tecrübeli insanlar varken bu konularda bizlere lâf düşmez. 有你们这样有经验的人在, 在这些问题上哪有我们说话的份儿。\lâf ebeliği 废话, 闲话, 闲扯, 唠叨, 饶舌 \lâf ebesi 唠唠叨叨的人, 饶舌者 \lâf etmek 1) -le 说话, 谈话; 闲谈, 饶舌, 瞎扯: Bir daha böyle lâf edersen ağzını yırtarım. 你要再说这种话, 我就撕烂你的嘴。 2) -i 说了很多, 讲了很多 \lâf getirip götürmek 传话 \lâf götürüp getirmek 传闲话, 挑拨离间 \lâf işitmek 受到申斥: Oynarken giysilerim çamurlandı, evdekilerden lâf işittim. 我玩儿的时候弄脏了衣服, 受到家里人的训斥。\lâf kaçırmak 口́ 瞎说, (忽然)说走嘴 \lâf kaldırmamak 眼里揉不下沙子, 不容别人冒犯: Ben hiç lâf kaldıramam, hemen darılıveririm. 我容不得别人的冒犯, 立刻就会翻脸。\lâf karıştırmak 说题外话, 转移话题 \lâf körük 爱说大话的人, 吹牛大王, 喋喋不休的人 \lâf kumkuması 喋喋不休的人 \lâf \lâfı açtı (或 açar) . 一点一点地, 一句接着一句地 \lâf ola beri gele 空话, 废话, 瞎话 \lâf olmak 被议论, 被说三道四 \lâf olsun diye 多少说点什么, 随意说点什么: O gün lâf olsun diye öyle konuşmuştum ama birçok arkadaşlar sözlerimi ciddîye almışlar. 那天我这么随便说了几句, 可是许多朋友都把我的话当了真。\lâf salatası 1) 颠三倒四的话; 废话 2) 微不足道的小事, 鸡毛蒜皮的小事 \lâf taşımak 1) 传话 2) 传闲话, 搬弄是非, 挑拨离间: Lâf taşıyanlar iki dostun arasını açarlar. 传闲话的人会挑拨两个朋友的关系。\lâf taşıyıcı 搬弄是非的, 挑拨离间的, 多嘴多舌的 \lâf vurmak 自吹, 自夸, 夸耀; 显一显, 摆一摆 \lâf yemek 忍气吞声, 默默地忍受(屈辱等), 让泪水往肚里流, 听委屈的话 \lâf yetiştirmek 1) 滔滔不绝 2) 传话, 传闲话 -e \lâf yok 好极了!没得挑: Okulda çalışmalarına lâf yok; çok memnunum. 他们在学校刻苦, 我非常满意。-i \lâfa boğmak 1) 拿话掩盖 2) 说一大堆话: Kira borcunu istemeğe gelmişti. Ama kiracı, adamı lâfa boğunca ev sahibi düşüncesini bile açamadan çıkıp gitmek mecburiyetinde kalmıştı. 房东来要欠租, 可是房客一大堆话弄得房东晕头转向, 什么话也说不出来, 只好走了。\lâfa çanak tutmak 招惹闲话 \lâfa karışmamak 不干预谈话, 不插嘴 -i \lâfa tutmak 用话引开, 用话拖住: Erken dönecektim, Ali lâfa tuttu, geciktim. 我本来可以早点儿回来的, 可是被阿里叫住说了几句话, 来晚了。\lâfa yekûn tutmak 结束谈话: Artık lâfa yekûn tut, işimize bakalım babam. 爸爸, 别再说了, 干我们的事去吧!\lâfı adamın ağzında bırakmak 堵住嘴, 使住口, 不让说话 \lâfı ağzına tıkamak 不让说话, 使住口, 打断说话: Konuyu açacak oldum, lâfı ağzıma tıkadı, bir şey diyemedim. 我刚要提问题, 他打断了我的话, 我什么也没说出来。\lâfı ağzında gevelemek 含糊其辞地说, 嘟哝, 支支吾吾: Lâfı ağzında geveleme de ne diyeceksen de, sabrımı taşırma. 你别支支吾吾的, 想说什么你就说, 别让我不耐烦!\lâfı ağzında kalmak 话到嘴边没有说出; 一言末了; 插不上嘴: Kapı çalınınca lâf ağzımda kaldı. 有人敲门, 我的话没有说完。\lâfı ağzından çıkarmak 说走嘴 \lâfı ağzından kaçırmak 说走嘴: Çocuk lâfı ağzından kaçırdı, camı arkadaşının kırdığını söyleyiverdi. 这孩子说做了嘴, 说玻璃是他的朋友打碎的。\lâfı birine yetiştirmek 传话, 传闲话 \lâfı boğuntuya getirmek 1) 改变话题, 转换话题 2) 否认自己说过的话 3) 解释, 说明, 阐明, 诠释 \lâfı çevirmek 转移话题, 换话题 \lâfı değiştirmek 变换话题, 改变话题: Lâfı değiştirdi. 他改变了话题。\lâfı güzaf 空谈, 闲扯, 扯淡, 瞎吹牛 \lâfı uzatmak 说得多, 把话题扯远 \lâfı yabana atmak 不在乎, 不当回事, 当耳旁风 \lâfın gümrüğünü vermek 俗́ 继续谈话, 接着谈话, 说起来没完: İki kadeh daha çekersem dayanamam, lâfın gümrüğünü verir, yine söylerim. 我要是再喝上两杯, 就把握不住自己了, 会说起来没完。\lâfına kapılmak 1) 相信流言蜚语 2) 成为流言蜚语的受害者 \lâfına metelik vermemek 不在乎, 不当回事, 当耳旁风: Hiç kimse ne bana, ne de lâfıma metelik vermez. 没有任何人把我和我的话当回事。\lâfına tabanca sıkmak 打断话题: Lâfıma tabanca sıkmasana. 你别打断我的话好不好!\lâfını ağzına koymak 不让说话: Lâfını ağzına koydu. 他不让她说话。\lâfını bal ile kesmek 有礼貌地插话: Bir dakika, lâfınızı balla kestim, sizin söyledikleriniz hiç de yabana atılacak sözler değil gibime geliyor. 恕我冒昧, 我打断一下, 依我看, 您的话不会被当成耳旁风。\lâfını bilmek 1) 掂量自己的话, 斟酌自己的话 2) 知道将讲些什么, 知道他用意何在, 猜到他用意是什么 \lâfını esirgememek 坦率地说 -in \lâfını etmek 说, 谈论, 讨论: Onun lâfını bu akşam etmemeği kararlaştık. 我们决定今天晚上不讨论他的问题。-in \lâfını kesmek 1) 停止发言, 中断发言: Kes lâfını! 住口!不要说了! 2) 打断发言, 使停止发言 \lâfını ölçmak 斟酌所说的话, 掂量所说的话 \lâfını sakınmamak 坦率地说 \lâfını şaşırmak 不知说什么好: Heyecandan lâfını şaşırmıştır. 他激动得不知道说什么好。\lâfla gemi yürütmek 纸上谈兵, 光说不练, 耍嘴皮子: Lâfla gemi yürütmeye çalışmayın, dediklerinizi gerçekleştirin. 你们不要光说不练, 要说到做到。\lâflar etmek 说, 说话; 说出自己的意见(观点, 感情等) \lâfta kalmak 空谈 \lâfta kalmayıp harekete geçmak 由言论转为行动
◆ Lâf anlayan biri gelsin. 似乎谁也不明白故事的实质。Lâf aramızda kalsın. 只在我们之间说; 这话只有你知我知, 不要对别人说。Lâf değil! 这不是小事!这不是玩笑!这不是闹着玩的事。Lâf kıtlığında asmalar budıyayım! 信口开河!Lâf mı bu? Bu da lâf mı? 这还用说吗?这事还值得说吗?毋庸置疑。Lâf ola. 胡说八道; 你只管说你的, 反正没有人信。Lâf ola beri gele. 这不算是问题。Lâf torbaya girmez. 纸里包不住火, 没有不透风的墙。Lâfı mı olur? 这值得说吗?这有什么意思?Lâfla karın doymaz. 闲聊不能当饭吃。Lâfla peynir gemisi yürümez. 没有钱什么事也办不成。Lâftan gümrük alınmaz. 吹牛不上税。Bunun artık lâfı olur mu? 1) 这已解决了; 这已决定了。 2) 难道这该说吗?

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • laf — LAF, lafuri, s.n. (Rar; de obicei la pl.) Palavră. ♢ loc. vb. A şedea, (cu cineva) la lafuri= a pălăvrăgi (cu cineva), a sta (cu cineva) la taifas. ♢ expr. A tăia frunză verde şi lafuri = a spune minciuni. – Din tc. lâf. Trimis de LauraGellner,… …   Dicționar Român

  • LAF — may refer to:* Lafayette, Indiana (Amtrak station), United States; Amtrak station code LAF *Lance Armstrong Foundation *Lebanese Air Force *Lebanese Armed Forces *Lithuanian Activist Front *Purdue University Airport, Indiana, United States; IATA… …   Wikipedia

  • laf — vurmax: (Qazax, Şəki) mənasız danışmaq. – Əziz yaman laf vuror (Qazax) …   Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti

  • LAF — steht für: Laminar Air Flow System, Lüftungssystem für OPs oder Labore Litauische Aktivistenfront Luftseilbahn Adliswil Felsenegg Diese Seite ist eine Begriffsklärung zur Unterscheidung mehrerer mit demselben Wort bezei …   Deutsch Wikipedia

  • Laf — (Schiffsw.), das von oben eingegossene Wasser, um das Saugen des Pumpeneimers zu erleichtern …   Pierer's Universal-Lexikon

  • laf — sb., fet, fer, ferne (den hule del af en ske) …   Dansk ordbog

  • laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf — is. <fars.> Mükalimə, söhbət, danışıq, söz. Gər doğru isə vəfadə lafın; Məndən nə üçündür inhirafın? F.. Vəli, bihudə bir sözdür, deyirlər laf arasında. M. V. V.. <Səlim:> İstəməz başqa laf; Söylə, açıq söylə, hər nə var söylə! H. C …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • laf — ha·laf·ian; pi·laf; fa·laf·el; laf·fer; ha·laf; …   English syllables

  • láf — f ( e/ a) what is left, remnant, legacy, relic, remains, rest; relict, widow; tó láfe alone; tó láfe béon to remain over; wǽpna/daroða láf survivors of battle; hamora láfa results of forging, swords …   Old to modern English dictionary

  • LaF — Louisiana French. * * * laf(e obs. f. lave n.; obs. Sc. f. loaf n …   Useful english dictionary

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”